Mesnevi
İran edebiyatından Türk edebiyatına geçen Mesnevi, aruzun kısa kalıplarıyla yazılan ve her beytin kendi arasında kafiyeli olduğu, bir olayın çevresinde oluşan uzun manzum bir türdür.
Türk Edebiyatında Mesnevi
Divan edebiyatında sıklıkla kullanılan mesnevi, Türk edebiyatında çok sevilen bir türdür. Türk edebiyatında mesnevinin bu kadar çok sevilmesinin ve tutulmasının nedenleri ise; her beytin kendi arasında uyaklı olması, konu ve beyit sınırlamasının olmaması, aruzun kısa kalıplarıyla yazılmış olmasıdır. Divan şiirinde en çok kullanılan türlerden olan mesnevi özellikleri aşağıdaki gibidir.
Mesnevinin özellikleri
Mesneviler konularına göre sınıflandırılır:
Destansı mesneviler ve kahramanlık mesnevileri (İskendername), aşk konulu mesneviler(Hüsrev ü Şirin, Leyla ve Mecnun), din konulu mesneviler(Vesiletü’n – Necat, Hüsn ü Aşk) ahlaki konulu mesneviler(Kutadgu Bilig), eleştiri mesneviler(Harname)…
Bir şairin yazdığı beş mesneviye Hamse denir. Beş mesnevi yazan şair hamse sahibi olarak adlandırılır.
Savaş konuları işleyen mesnevilere Gazavatname, bir şehrin güzelliklerini anlatan mesnevilere ise Şehrengiz denilmektedir.
Türk edebiyatında yazılan ilk mesnevi 11.yüzyılda Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserdir. Türk edebiyatında en meşhur mesnevilerin başında ise 13.yüzyılda Mevlana tarafından yazılan Mesnevi adlı eser gelmektedir. Türk edebiyatından mesneviler uzun süre hikaye ve romanın yerini tutmuştur. Bu nedenle Türk edebiyatı 19. yüzyılda romanla tanıştığından pek yabancılık çekmemiştir.
Mesnevinin Bölümleri
Türk Edebiyatında Mesnevi Örnekleri
Ahmedi – İskendername
Aşık Paşa – Garipname
Süleyman Çelebi – Mevlid
Şeyhi – Harname, Hüsrev ü Şirin
Nabi – Hayrabat
Fuzuli – Leyla ile Mecnun, Beng ü Bade
Şeyh Galip – Hüsn ü Aşk
HAMSE SAHİBİ ŞAİRLERİMİZ VE MESNEVİLERİ
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda mevcut duruma göre hamseye sahip olduğu kesin olan şairlerimiz ve eserleri şu şekildedir.
Ali Şir Nevai, (1441-1501): (1)Hayretü’l-ebrâr , (2)Ferhâd u Şîrîn , (3)Leylî vü Mencîn, (4)Seb‘a-i Seyyâr , (5)Sedd-i İskenderî
Hamdullah Hamdi (1449-1503): (1)Yûsuf u Züleyhâ , (2) Leyla ile Mecnun,(3)Mevlid , (4)Tuhfetü’l-uşşâk , (5) Kıyâfet-nâme
Behişti Ahmet Sinan Çelebi (ö. 1512 ?):(1)Vâmık u Azrâ , (2)Yûsuf u Zelîha , (3)Hüsn ü Nigâr , (4)Süheyl ü Nevbahâr , (5)Leylâ vü Mecnûn
Lami Çelebi (ö. 1532): (1)Vâmık u Azrâ , (2)Vîs ü Râmin , (3)Ferhâd-nâ-me (Ferhâd u Şîrîn,Husrev ü Şîrîn ), (4)Şem‘ u Pervâne , (5)Gûy u Çevgân , (6)Heft Peyker , (7) Absâl u Salamân , (8)Maktel-i Hüseyn , (9)Şehr-engîz-i Bursa ,(10)Kıssa-i Edhem ü Hümâ , (11)Hıred-nâme (Hayret-nâme ?), (12)Câbir-nâ-me , (13)Mevlid ( Lami Çelebi’nin bunlardan başka eserleri de vardır ve sayısı 46 ya kadar ulaşmaktadır. )
Ahmet Rıdvan (ö. 1528-1538 arası ?): (1)Leylâ vü Mecnûn , (2)Husrev ü Şî-rîn, (3)İskender-nâme , (4)Heft Peyker , (5)Mahzenü’l-esrâr , (6)Rıdvâniyye
Fuzuli (ö. 1556): ( 1) LEYLA İLE MECNUN , (2) Beng ü Bade (3) Rind ü Zahid, (Sâkî-nâme (Heft Câm ) (Farsça), (5)Hüsn ü Aşk (Sıhhat ü Maraz,Rûh-nâme ) (Farsça), (6)Şâh u Gedâ .
Kara Fazlı ( 16. yy) (ö. 1563):29(1) Gül ü Bülbül, (2)Hümâ vü Hümâyûn-nâme , (3)Leylâ vü Mecnûn , (4)Nihâlistân , (5) Lüccetü’l-esrâr
Hamîdî-zâde Celîlî (1487-1569): (1)Husrev ü Şîrîn , (2)Leylâ vü Mecnûn ,(3)Gül-i Sad-berg-i Bî-Hâr , (4)Hecr-nâme , (5)Mehek-nâme
Fikrî Derviş Çelebi (ö. 1574):[8] (1)Hurşîd ü Mâh , (2)Mihr ü Müşterî , (3)Eb-kâr-ı Efkâr,(4)Behrâm u Zühre , (5)Hurşîd ü Nâhid , (6)Şükûfe-zâr ( Derviş Çelebi’nin yazmış olduğunu bildiğimiz bu mesneviler ve hamse günümüze ulaşmamıştır.)
Kalkandelenli Mu‘îdî (XVI. yüzyıl): (1)Gül ü Nevrûz , (2)Şem‘ u Pervâne , (3)Vâmık u Azrâ , (4)Husrev ü Şîrîn ( Mu’idi’nin yazdığı bilinen bu mesneviler günümüze ulaşmamıştır. )
Taşlıcalı Yahya (ö. 1582): (1) Gencine-i Raz , (2)Usûl-nâme , (3) Şâh u Gedâ ,(4) Yusuf u Züleyha(Zeliha) , (5)Gülşen-i Envâr
Hayâtî ,(VI. Yüzyıl): (1)Mahzenü’l-esrâr , (2)Heft Peyker , (3)Behrâm-ı Gûr , (4)İskender-nâme , (5)Leylâ vü Mecnûn
Nergisi (1591-1634), Hamse (mensur): (1)Nihâlistân , (2)İksîr-i Sa‘âdet (3)Meşâkku’l-uşşâk , (4)Kânûnü’r-reşâd , (5)Gazavât-ı Mesleme , (6)el-Vas- fu’l-kâmil fî ahvâl’ul-vezîri’l-âdil
Nev’izade Atayi (1583-1636): (1)Sâkî-nâme ( Âlem-nümâ ), (2)Nefhatü’l-ez-hâr , (3)Sohbetü’l-ebkâr , (4)Heft Hân , (5)Hilyetü’l-efkâr .
Bosnalı Sabit(ö. 1712):(1 Zafername), (2) Edhem-i Huma (3)Dere-nâme , (4)Berber-nâme , (5) Amrü’l-Leys .
Subhî-zâde Feyzî [11](ö. 1739): (1)Dîvân , (2)Heft Seyyâre , (3)Mir’ât-ı Sû-ret-nümâ (Mir’ât-ı Âlem-nümâ ), (4)Safâ-nâme , (5) Aşk -nâme
İsimleri zikredilen hamse sahini şairlerimiz dışında Tezkirecilerimizin hamse sahibi olduğunu bildirdikleri bir kaç şarimiz daha vardır. Örneğin Arif adlı şairimizin 1436-1438 yılları arasında beş mesnevi yazdığı, hatta yazdığı mesnevilerinin isimleri dahi bilinmektedir. Buna rağmen eserleri günümüze ulaşmamıştır. Nitekim bazı kaynaklar Karamanlı Figânî’nin Hamse ’si olduğunu bildirmektedir. Bazı tezkireciler Revânî (ö. 1524)nin de hamse sahibi olduğunu yazmaktadır. Hatta Ahmedi’ye ait olduğu düşünülen Yusuf’u Züleyha adlı bir mesnevinin Ahmedi’ye ait olduğu kanıtlanırsa Ahmedi’de hamse yazarları arasına girecek ve Anadolu sahasındaki ilk hamse yazarı olacaktır.
Kaynaklarda Revânî Çelebi, Çâkerî Sinan, Muîdî (İznikli), Fuzûlî, Fazlî, Halîfe, Cemâleddin Hulvî, Fikrî Derviş, Karamanlı Figanî ve İlyas Çelebi de hamse sahibi şairler olarak zikredilmekteyse de kendilerine atfedilen mesenviler ise günümüze ulaşmamıştır.
Nergisi, mesnevileri mensur şekilde yazan tek mesnevicidir. Divan edebiyatının son hamse yazarı Subhîzâde Feyzî (ö. 1152/1739) dir. Şairin Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki (Revan Köşkü, nr. 801) divanında yer alan Heft Seyyâre, Mir’ât-ı Sûretnümâ, Safânâme ve Işknâme adlı mesnevileri divanıyla birlikte bir hamse oluşturmaktadır.