Sinan Paşa kimdir, eserleri nelerdir?
Sinan Paşa 15. yüzyılda yaşamış önemli bir devlet adamı ve sanatçıdır. İstanbul’un fethinden sonra bu şehirde meydana gelen edebiyat ve sanat ortamının en fazla aranan kişilerinden biridir.
Sinan Paşa, Türk edebiyatında süslü nesir olarak adlandırılan edebi anlayışın ilk büyük temsilcisi kabul edilmektedir.
Sinan Paşa’nın İstanbul’a gelişi
Sinan Paşa, aslen Bursalıdır. İstanbul fethedildiğinde ilk gençlik dönemlerini yaşamaktadır. Babası İstanbul’un ilk kadısı Hızır Bey’dir.
Babasının yanında ilim tahsil etmeye başlayan Sinan Paşa kısa sürede kendisini ispatlamış ve genç yaşta müderris olmuştur.
Sinan Paşa ile Fatih Sultan Mehmet’in diyalogu ve yazarın hapse atılışı
Kadılık yaparken Fatih ile tanışan Sinan Paşa derin bilgisi sayesinde Fatih’i etkilemiş ve vezirlik makamına getirilmiştir. Ancak saray içindeki kimi dini grupların çekişmesinde Fatih’e muhalif olan kanadı desteklediği için bir ara Fatih’in gazabına uğrayarak hapse atılmış, daha sonra da Sivrihisar’a kadı olarak gönderilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet, öldükten sonra yerine geçen oğlu II. Beyazıt, Sinan Paşa’yı affederek İstanbul’a dönmesine izin vermiştir. Sinan Paşa en önemli eserlerini bu dönemde yazmıştır.
Sinan Paşa’nın sanat anlayışı
Divan edebiyatındaki süslü nesrin en önemli isimlerinden birisidir. Uzun ve süslü cümleleri normal halk tarafından anlaşılmayacak kadar ağır bir dille yazılmıştır. Uzun ve karmaşık bir cümle yapısı vardır.
Sanatçı, düz yazılarının yanı sıra şiir de yazmıştır. Ancak şiirde düz yazıdaki kadar başarılı olduğu söylenemez.
Sinan Paşa felsefe ve tasavvuf konularını işlediği ve süslü nesrin ilk ve en önemli temsilcisidir. Secili, sanatlı bir anlatımı vardır. Arapça ve Farsça sözcüklerle yüklü ağır bir dil kullanmıştır.
Sinan Paşa’nın eserleri
“Tazarrunâme” adlı yapıtı süslü nesrin ilk örneğidir. Bu yapıt münacat türündedir.
Eserlerinde benzetmelere, söz oyunlarına, yabancı dil kurallarına, secilere çok düşkünlük göstermiştir.
Sinan Paşa’nın diğer eserleri ise “Tezkiretü’l Evliya” adlı eserinde ünlü tasavvufçuların hayat ve menkıbelerini anlatır.
“Maarifname” adlı eseri ise didaktik, ahlâki bir eserdir.