BAĞLAÇ
Cümle içinde aynı görevde olan ya da anlamca birbiri ile ilgisi bulunan sözcükleri, sözcük gruplarını, anlam bakımından birbiri ile ilgili cümleleri bağlayan sözcüklere “bağlaç” denir. Cümlede birden fazla özne, birden fazla sıfat, belirtili nesne, zarf, tamlayan, tamlanan, yüklem vb görev yapan her türlü kelime ve cümleleri birbirine bağlar.
En sık kullanılan bağlaçlar şunlardır:
ÖRNEKLER:
Güneş ile dünya arasındaki uzaklığı soruyor. (İsimleri bağlar)
(isim) (isim)
Gelmesi ile gitmesi bir oldu. (Fiilimsileri bağlar)
Annesi ile teyzesi termal otelde konakladılar. (Özneleri bağlar)
(özne) (özne)
DİKKAT: İle sözcüğü cümlede sözcükler arasında anlam ilgisi kurarak edat olarak da görev yapabilmektedir, bu durumda bağlaç olan “ile”yle karıştırmamak gerekir. Bunun için cümledeki ile sözcüğü yerine “ve” bağlacı getirilir. Anlamda bozulma olmuyorsa ile sözcüğü bağlaçtır.
"Bu para ile nasıl geçinebileceğimi bilmiyorum." (Edat) (ile ≠ ve)
"Amcası ile halası bahçede semaverin başındaydı." (Bağlaç) (ile = ve)
VE BAĞLACI
"Türkiye ve Hırvatistan bu sene şarkı yarışmasına katılmadılar." (Özneleri bağlar)
(Özne) (Özne)
"Çarşıdan gazete ve ekmek aldım." (Eş görevli sözcükleri (bsiz. nesne) bağlar)
"Okuldan geldim ve dershaneye gittim." (Cümleleri (yüklem) bağlar)
"Bahçedeki otları yoldum ve bir köşeye yığdım." (Cümleleri bağlar)
"Yaramaz ve çalışkan çocuk." (Sıfatları bağlar)
"Pahalı elbiseler ve ayakkabılar aldı." (Tamlananları aynı zamanda isimleri bağlamıştır diyebiliriz)
Bu yazıda, Çehov’u ve Sait Faik’i anlatıyor. (Nesneleri bağlar)
ÖRNEKLER:
Gitar çalıyorum ama kemanı daha çok seviyorum. (Cümleleri bağlamıştır.)
Kitabı daha bitiremedim ama keyifle okuyorum.
Sevmek ama sevilmemek işte bütün mesele bu. (Fiilimsiler bağlanmıştır.)
İyi koştu fakat birinci olamadı.
Benimki aşk değil lakin onu çok seviyorum.
Kimsesi yoktu ancak kendine bakabilecek kadar da güçlüydü.
Oysa ne çok sevmiştim seni. (Öncesinde başka bir cümlenin varlığı anlaşılıyor)
Paketi zamanında yerine ulaştıramadım oysaki yola çok erken çıkmıştım.
Arabayla gideceğini biliyordu halbuki. (Öncesinde başka bir cümlenin varlığı anlaşılıyor)
DİKKAT:
ÖRNEKLER:
Ancak kendisi bu işi başarabilirdi. (Sadece = Edat)
Yollar buzlu olduğundan eve ancak gelebildi. (Güçlükle = Zarf)
Cenazesine katılamadı ancak kargo ile çelenk gönderdi. (Fakat = Bağlaç)
ÖRNEKLER:
Kırşehir’e kadar yalnız onun için gittim. (Sadece = Edat)
Kırşehir’e kadar gittim; yalnız Boztepe’ye uğramadım. (Ama, fakat = Bağlaç)
Kırşehir’e kadar yalnız gittim. (Yalnız = Zarf)
Ankara, yalnız bir hayat sürmek için ideal yerdir . (Sıfat)
ÖRNEKLER:
Canı sıkılmış ki bizimle gelmedi. (Neden-sonuç)
Artık erken yatmalı ki okula geç kalmasın. (Koşul-Şart)
Nietzsche der ki: “En büyük delilik, denize tuz atmaktır.”
Sen ki beni çok iyi tanırsın. (Özneyi pekiştirme)
Yarın buraya döner mi ki? (Kuşku, kaygı)
Beni anlamıyor ki… (Yakınma)
Dışarı çıktım ki ortalığı sel götürüyor. (Şaşma)
DİKKAT: İlgi eki olan “ki”, sıfat yapan “ki” eki ve bağlaç olan “ki” karıştırılmamalıdır. İlgi eki adı üstünde ek olduğu için birleşik yazılır. Bir ismin yerini tutar. Sıfat yapan ki de birleşik yazılır; ancak bağlaç olan “ki” başlı başına bir sözcüktür ve ayrı yazılır.
ÖRNEKLER:
Odanınki salonun perdesinden daha gösterişliydi. (İlgi zamiri)
Odanın perdesi yıkanmadı ki takayım. (Bağlaç)
Odadaki eşyaları topladım. (Sıfat yapan ki)
DE BAĞLACI
ÖRNEKLER:
O dergiyi ben de okudum. (Eşitlik, gibilik)
Size de bir tablo yapabilirim. (Başkasına yaptığım gibi-gibilik)
Burayı da görmemiştim. (Başka bir yeri görmediğim gibi-gibilik)
Önce kendin çalış da sonra benden çalışmamı iste. (Kızgınlık)
Size ne oluyor da işimize karışıyorsunuz.(Azarlama)
Okula bir gel de oradan çarşıya gidersin. (İstek)
Ne iyi ettiniz de yemek getirdiniz. (Memnuniyet)
Okuyacak da bana yardım edecekmiş. (Alay)
Buraya gelmişsin de bize uğramamışsın. (Yakınma)
Oyuncak da oyuncak diye tutturdu. (İnat)
Bu sınavı kazanacak da ben göreceğim. (Küçümseme)
DİKKAT:
ÖRNEKLER:
Bugün bahçede mangal yakacağız. (Hal eki)
Bugün bahçe mangal yakacağız. (Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamı bozulur.)
Bugün sabah bahçe de temizlendi. (Bağlaç)
Bugün sabah bahçe temizlendi. (Cümlenin anlamı bozulmaz ancak daralma meydana gelebilir.)
Sözde bize gelecektin (Yapım Eki)
ÇÜNKÜ, ZİRA BAĞLACI
ÖRNEKLER:
Düğününüze gelemedim; çünkü hastalandım.
Bu soruyu çözemedim; çünkü konuyu kavrayamamışım.
İpleri sıkıca bağlamalısın zira yıkılacak gibi duruyor.
Bu yıl ürünler iyi çıktı zira yağmurlar boldu.
MADEM, MADEMKİ BAĞLACI
Mademki buraya geldiniz, bir çayımızı için.
Kitabı okumayacaktın madem, neden satın aldın?
VEYAHUT, YAHUT, VEYA, YA DA BAĞLACI
ÖRNEKLER:
Roman veya öykü ikisini de okumayı çok severim.
Kardeşin yahut baban okula gelsin.
Müzik ya da resim dersini seçebilirsin.
Akşam veyahut gece yarısı yola çıkarız.
ŞAYET, EĞER, İSE BAĞLACI
ÖRNEKLER:
Eğer son soruyu bilseydik, yarışmayı kazanacaktık.
Şayet paranız biterse beni arayın.
Bügün güzel yemekler olduğu için yemekhaneye gittik, Ahmet ise bizle gelmedi.
Ben hızlı hızlı yürüdüm annemse arkamdan ağır adımlarla geliyordu.
KARIŞTIRILABİLEN DURUMLAR:
Not: “İse” sözcüğü ek-fiil olarak da kullanılabilir. Ek fiiller isim soylu sözcükleri yüklem yaparken, basit zamanlı fiilleri de bileşik zamanlı(çekimli) yapar. Cümlede koşul-şart anlamı sağlar. Baglaç ile farkı ek fiilin olumsuzu yapılabilirken bağlaç olan “ise” nin olumsuzu yapılamaz ve şart anlamı da sağlamaz.
ÖRNEK:
Yola erken çıkarsa yetişebilir. (ek-fiil)
Tansiyonu yüksek, ateşi ise normalin üstünde. (Bağlaç)
ÖYLEYSE, O HALDE, KISACASI, DEMEK Kİ, NİTEKİM BAĞLACI
Sınıfta çok ses var; o halde dersi burada bitiyorum arkadaşlar.
ÖRNEKLER:
O halde bu konuyu anlamadığını düşünüyorum.
Öyleyse bu işten vazgeçelim artık.
Kısaca seninle aynı ortamda bulunmaktan çok memnunum.
Demek ki onu bugüne kadar kimse anlayamamış.
Nitekim yapayalnız kaldığını kendisi de anlamıştı. (Sonuç olarak)
YOKSA, ANLAŞILAN BAĞLACI
Yoksa bu akşam bana sürpriz mi yapacak.
Anlaşılan yemeği hemen yapamayacak.
ÖRNEKLER:
Memlekete ne seni ne de annemi götürüyor. (Nesneleri bağlamıştır)
Ya bu odayı temizlersin ya da bir daha buraya gelmezsin. (Cümleleri bağlamıştır.)
Gerek milletimiz gerekse devletimiz bu uğurda her şeye hazırlıklıdır. (Özneleri bağlamıştır.)
İster bu ceketi ister yeşil paltoyu alabilirsin. (Nesneleri bağlamıştır.)
Evini de arabasını da çok ucuza satmış. (Nesneleri bağlamıştır.)
"ÜNLEM" KONU ANLATIMI İÇİN TIKLAYINIZ!!!